Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Şu kullanıcı olarak giriş yapıldı:
filler@godaddy.com
Amerikan Kalp Derneğinin yayımladığı 2017 yılı istatistiklerine göre, kalp hastalığının en yaygın görüldüğü yerler ABD, Orta Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu olurken, hastalığa bağlı en çok ölüm Türkmenistan, Afganistan, Kazakistan, Ukrayna, Belarus gibi Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinde kaydediliyor. Bu ortalama, dünya genelinde 100 binde 150'den düşükken, Doğu Avrupa ve Orta Asya'da 100 binde 280'i aştı.Bununla beraber, kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin yüzde 80'i kalp krizi ve inme nedeniyle gerçekleşirken ölümlerin yüzde 75'i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanıyor.
İstatistiklerine göre, 2017 yılı itibarıyla 126,5 milyon kişinin kalp hastalığı ile yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayının 68,5 milyonluk kısmını erkekler oluşturuyor. Uzmanlara göre, 55 yaşından sonra her on yılda bir, inme riski iki kat artıyor. Ayrıca, erkeklerin kalp hastalığına yakalanma riski kadınlara oranla çok daha fazla. Fakat menopoz dönemine giren kadınlar için söz konusu hastalığa yakalanma riski erkeklerle aynı orana ulaşıyor. Kişinin etnik kökeni de söz konusu hastalığın görülme sıklığında rol oynuyor. Yoksul olmanın dünyanın herhangi bir yerinde kalp hastalığı ve inme riskini artırdığı ifade ediliyor. Kronik stresli yaşam, sosyal izolasyon, anksiyete ve depresyon da riski artıran faktörler arasında yer alıyor.
Dünya Kalp Federasyonunun "Dünya Kalp Günü"ne ilişkin internet sitesinde yer alan raporlarda hastalığa ilişkin bilgiler bulunuyor. Rapora göre, her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp hastalıkları nedeniyle erken ölürken bu rakamın 2030'da 23 milyona yükseleceği tahmin ediliyor. Bu hastalığı tetikleyen en önemli faktörlerin başında, sağlıksız beslenme, hareketsizlik, yüksek tansiyon, aşırı tuzlu yiyecek, tütün ve alkol tüketimi geliyor. Bütün bu alışkanlıklar, kişide tansiyon ve kan şekerinin yükselmesine ve obeziteye neden oluyor. Kişilerin tütün ve alkol tüketimini azaltması veya bırakması, sağlıksız beslenmeyi ve fiziksel hareketsizliği sonlandırması gibi risk faktörlerine ilişkin adım atması halinde hastalık riskinin azalacağı ve kontrol altına alınabileceği belirtiliyor.Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'deki ölümlerin yüzde 86'sı çoğunlukla kalp damar hastalıkları, diyabet, kanserler, kronik solunum yolu hastalıkların oluşturduğu bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanıyor. Türkiye’de tüm yaş grupları için değerlendirildiğinde her iki ölümden biri kalp damar hastalıkları kaynaklı olarak gerçekleşiyor ve bu erken ölümlerin yüzde 80’i önlenebilir nitelikte.
Yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) etkilenecek riskli gruplar arasında kronik hastalıklardan kalp damar hastalıkları ilk sırada yer alıyor ve hastalık bu kişilerde daha ağır seyrediyor ve daha ölümcül etkiye sahip.Bakanlık, bu nedenle kalp ve damar hastalarının bu dönemi olabildiğince az etkilenerek geçirmeleri için ilaçlarını düzenli almalarının önemli olduğunu hatırlatıyor.Kişilerin tütün ve alkol tüketimini azaltması veya bırakması, sağlıksız beslenmeyi ve fiziksel hareketsizliği sonlandırması gibi risk faktörlerine ilişkin adım atması halinde hastalık riskinin azalacağı ve kontrol altına alınabileceği, kalp ve damar hastalığı görülme sıklığının yarıya indirilebileceği belirtiliyor. Kalp ve damar hastalıklarından kaynaklı ölümlerin yüzde 80'i kalp krizi ve inme nedeniyle gerçekleşirken ölümlerin yüzde 75'i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşanıyor.
Telif Hakkı © 2021 edremitkardiyolojidoktoru - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz.