Site İçeriği

17 Mart 2020’de yayınlanan bir makalede CO- VID-19 pandemisinin kardiyovasküler sistem (KVS) üzerindeki etkisi, hastalar, sağlık çalışanları ve sağlık sistemi üzerinden ele alınmıştır. COVID-19 enfeksiyonunun KVS üzerinde başlıca 4 etkisi mevcuttur: 

• Eşlik eden KVH varlığında, COVID-19 enfeksiyonunda ciddi hastalık ve ölüm riski artar. 

• Enfeksiyon, miyokardit (kalp kası enflamasyonu), kalp kası hasarı, ritim bozukluğu ve venöz tromboemboli gibi çok sayıda doğrudan veya dolaylı kalp ve damarsal komplikasyonla ilişkilidir. 

• COVID-19 için araştırma ve geliştirme aşamasında olan ilaçlar çeşitli kalp ve damarsal yan etkilere sahiptir. 

Sonuç olarak, enfeksiyon doğrudan kalp ve damarları etkileyebildiği gibi, kalp ve damar  hastalık hikayesi varlığı da COVID-19 enfeksiyonunu kolaylaştırmaktadır. Virüsle enfekte kalp ve damar hastalarında sonlanım kötüdür. Yine virüsle enfekte kişilerin çokluğu, kal ve damar hastalığı olan kronik hastaların sağlık bakımı hizmeti almasını zorlaştırmaktadır. 

En sık belirti olan ateşi, %73 oranla solunum sıkıntısı, %40 oranla öksürük izlemektedir. Solunum sıkıntısı ve öksürük özgül olmayan semptomlar olduğu için, acil servise bu yakınmalarla başvuran hastalarda kalp yetersizliği gibi ön tanılarla kardiyoloji uzmanından görüş istenilmektedir. 

COVID-19 nedeniyle solunum sıkıntısı yaşayan ve acil servise başvuran hastalarda gerek eşlik eden miyokart tutulumu, gerekse mikrovasküler hasar nedeniyle EKG değişikliği (ST yükselmesi, özgül olmayan ST-T segment değişiklikleri), kardiyak biyobelirteçlerde yükselme (troponin ve natriüretik peptid düzeyleri) görülmektedir. Dolayısıyla bu hastaların kardiyoloji servislerine ve koroner yoğun bakım ünitelerine kardiyak patoloji ön tanısıyla yatırılması olasıdır.     

COVID-19 enfeksiyonunu bu kadar korkulu hale getiren en önemli özelliği özellikle yüksek riskli ol- gularda solunum yetersizliği yapması ve bazı olgularda ise doğrudan kalp kası tutulumu (miyokardit) gelişimiyle kardiyak hemodinamiyi ciddi şekilde bozabilmesidir.